İhlasla Verilen 6 Akçe

akce-veren-el

Hazret-i Ali bir gün eve geldiğinde; – Yiyecek bir şeyin var mı? diye sordu hazret-i Fâtıma’ya. O da cevaben; – Hiç yemek yok, dedi. Ama altı akçemiz var. Sonra o parayı uzatıp; – Bununla yiyecek bir şeylerle çocuklara meyve al! dedi. Hazret-i Ali, parayı alıp çıktı çarşıya. Giderken, yolda münakaşa eden iki kişi görüp, yaklaştı birinin yanına: – Hayrola, nedir mesele? — Bu kimsenin bana borcu var, ödemiyor. Öbürüne sordu: – Doğru mu söylüyor? — Evet, ama ödemeye gücüm yok. Olsa öderim. — Peki, borcun ne kadar? — Altı akçe.…

Read More

Mehmet Akif’in anısı: İstifa Ettirdik

mehmet-akif

Mehmet Akif her sabah namazı için sultanahmet camiine gelir. Her gelişindede yaşlı bir adamın kendisinden önce gelmiş görür. Ne kadar erken gelirse gelsin bu durum değişmez Yaşlı adam mutlaka ondan önce gelmiş olur. Ancak bu yaşlı pir-i fani ve bu nur yüzlü adam hiç durmadan ağlamakta ve gözyaiı dökmektedir.bundan sonra Mehmet Akif şöyle anlatıyor: Bu yaşlı insanın bir gün yanına sokuldum ve niçin durmadan ağladığını sordum ve ona Cenab-ı Hakkın rahmetinin enginliğini anlattım. Ama o yinede ağlamasına devam etti. Bana derdimi tazeleme git dedi. Ben yinede ısrar ettim. Çaresiz kaldı…

Read More

Acele Karar Vermeyin

beyaz-at

Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş, ama Kral bile onu kıskanırmış… Dillere destan bir beyaz atı varmış ki, tarifinden diller aciz. Kral bu at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş, ama adam satmaya yanaşmamış.. “Bu, sadece bir at değil benim için; o bir dost. İnsan dostunu satar mı” dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki, at yok. Köylü ihtiyarın başına toplanmış: “Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları belliydi. Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın. Şimdi ne paran var, ne de atın” demişler… İhtiyar: “Karar…

Read More

Bir Kader Öyküsü

el

Amerikan Adlî Tıp Derneğinin 1994’te San Diego’da tertiplenen ödül yemeğinde dernek başkanı Don Harper Mills, aktardığı acayip bir ölüm olayındaki adlî komplikasyonlarla dinleyicilerini şaşkına çevirmişti. ‘Kaderin adaletine dair ince bir nükte taşıyan bu yaşanmış öykü, sanırız sizleri de hayrete sevk edecektir: 23 Mart 1994’te Ronald Opus’un cesedini inceleyen adlî tabip, onun kafasından yediği kurşunla öldüğü sonucuna vardı. Müteveffa, on katlı bir binanın tepesinden, intihar niyetiyle aşağıya atlamıştı. (Umutsuzluğunu, geride bıraktığı bir notta açıklıyordu.) Ancak, dokuzuncu katın önünden geçerken pencereden gelen bir kurşun başına isabet etmiş, hayatı bu kurşunla sona ermişti.…

Read More

Seyahat ya Resulallah

evliya celebi ve haritasi

Meşhur Osmanlı Türk seyyahı Evliya Çelebi, seyahata ve birçok ülkeyi gezmesine başlamadan evvel başından geçen bir hadiseyi seyahatine vesile olarak gösteriyor ve şöyle anlatıyor: Yemiş iskelesi yakınlarında Ahi Çelebi Camii denilen bir cami vardı. Bir gece rüyamda kendimi o camide gördüm. Derhal caminin kapısı açılıp içeri nur yüzlü, silâhlı bir kısım asker doldu. Sabah namazının sünnetini kılıp salavat getirmeye başladılar. Aradan bir müddet geçtikten sonra, ben yanımda duran askere: — Sultanım sizi tanıyabilir miyim? dedim. — Aşere-i Mübeşşere’den Sa’d ibni Ebi Vakkas’ım, deyince mübarek elini öptüm. — Bu nurlu adamlar…

Read More

Peygamberimizin Gülleri: Hasan ve Hüseyin

hasan, huseyin

Peygamber Efendimize en çok benzeyen kişilerden biri de Hazreti Hasan’mış. O, Hazreti Ali ile Hazreti Fatıma’nın ilk çocuklarıymış. Hasan, Hicret’ten üç yıl sonra dünyaya gelmiş… Hüseyin ise bir yıl kadar sonra.. Gerek Hasan, gerekse Hüseyin, doğdukları andan itibaren sevgili Peygamberimizin ilgisini ve sevgisini kazanmışlar. Dünyaya geldikleri zaman kulaklarına ezanı Peygamberimiz okumuş, kundaklarını yine kendi elleriyle sarmış… Sevgili Peygamberimiz, Hasan ve Hüseyin için sık sık şöyle dua edermiş: “Allah’ım! Sana sığınıyorum. Bu iki yavrumu, şeytanın ve kötü bakışlı insanların şerrinden sen koru…” Peygamberimiz bu duanın, Hz. İbrahim’in, oğulları İsmail ve İshak’a;…

Read More

Hz. Ali’nin büyüklüğü

hz-ali

Bir gün ashab Peygamberimiz (s.a.v)’den Hz. Ali’yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali’yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulananlara sordu : – Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler: – Yine iyilik ederiz. – Yine kötülük yapsa? – Biz yine iyilik ederiz? – Yine kötülük yapsa? Ashab cevab vermedi, başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti. Bu sırada Hz. Ali o meclise geldi. Rasulullah Hz. Ali’ye sordu: – Ya Ali, iyilik…

Read More