Kurtuluşa götüren dualar: Cennetin yolu

dua-eden-kiz

Nisa Suresinin 5. Ayetinde bize verilmek istenen o güzel, o anlamlı ve daim mesajı anlayıp uygulasak nasıl olur acaba.

Duanın lügat anlamında kulun Allah’tan istemesi, dilemesi, arz-ı hali, dilekçesi vb pek çok anlamı kapsamaktadır. Duaları dua ve beddua olarak iki gruba alabiliriz. Dua; olumlu istekler, beddua ise adından da anlaşılacağı gibi olumsuz, art niyetli, yıkıcı isteklerdir.

En önemlisi de dualarımız hem kurtuluşumuz hem de yok oluşumuza giden yoldur.

Duanı en makbulü başkalarının bizim için yaptığı dualardır. Maalesef başkasının yaptığı beddua da en yıkıcı en geçerli olandır.

Taşıtlarda arkayı görebilmemiz için dikiz aynaları vardır. Geridekileri görmek ona göre davranmak ve tedbir almak için. Ya bizlerin geçmişi gösteren geride bıraktıklarımızı hatırlatan daha da önemlisi onlardan ders almamızı sağlayan bir veya birden daha çok dikiz aynamız var mı? Maalesef çoğumuzda yok. Olsa bu kadar üzüntü, mutsuzluk, çaresizlik ve karamsarlık olmazdı.

Belki de haklı olarak “sanki sizde var mı” diye sorabilirsiniz. Bende dikiz aynaları ile birlikte yüzlerce çeşit farklı türde yüzlerce ayna mevcut. Çünkü yaşarken etrafımı göremezsem, onlardan bir şey öğrenemezsem nasıl daha iyiye gidebilirim? Tanıştığım her insanın bir süre sonra bende gördüğü eksiklikleri ve olumsuzlukları söylemesini ısrarla isterim ki ne onu ne de kendimi kırıp üzeyim.

Bunu da oku :  el-Müheymin

Çünkü bende iyi zannettiğim şey ona göre kötü olabilir. Nasıl ki herkesin damak tadının farklı olması gibi günlük yaşantımızda akrabaların, sevgililerin, iş arkadaşlarının farklı zevki ve yaşam tarzı olması gayet doğal; önemli olan bu zıtlıkları dengeleyerek yoluna koyabilmek.

Nisa Suresinin 5. Ayetinde “Allah’ın sizin kaim kıldığı mallarınızı düşük akıllılara vermeyiniz. Bunlarla onları rızıklandırıp giydirin ve onlara güzel söz söyleyin” ayet-i kerimede bize verilmek istenen o güzel, o anlamlı ve daim mesajı anlayıp uygulasak nasıl olur acaba.

Bu ayetteki mal ibaresinin sadece ve sadece ticari mal olmadığı sizce de çok açık değil mi?

Bizler duygusal zafiyetlerimizin kurbanı olup hükmedemeyeceğimiz ve idare edemeyeceğimizi bilmemize rağmen malımızı, canımızı, nikahımızı hatta her şeyimizi bu tür insanlara emanet edersek ortaya çıkacak sonuçtan onlar mı bizler mi sorumluyuz? Kararı sizlere bırakıyorum.

Ayete ben de yüzde yüz uyabiliyor muyum? Maalesef hayır. Ama son yıllarda olabildiğince işlerimi ehlilerine bırakmaya çalışıyorum. Çünkü ne zaman çapımın ve bilgimin yetmediği konularda haddimi aştıysam sonu hep maddi manevi hüsran olmuştur.

Bunu da oku :  Eşek Anırdı, Abdest Bozuldu

O yüzden kendime ve sizlere tavsiyem günlük alışverişlerinizde, dost seçimlerinde, duygusal olaylarda bizim istek ve arzularımız tabi ki önemli olmalı. Ama dostlarımız ve bu işin uzmanlarından akıl almamızın bizlere zararı olmayacağı gibi tam tersi daha faydalı ve kalıcı bilgiler ve kararlar almada faydalı olacaktır.

İşte cennete giden yol. Dinimizin uhrevi ve dünyevi bilgileriyle dostlarımızın ve bilgisine güvendiğimiz insanların bize tavsiye ettikleriyle cehenneme döndürdüğümüz hayatımızın rotasını cennete çevirmenin ne kadar kolay olacağını gördüğümüzde bu kadar kolay mıymış diyebileceğinizi garanti edebilirim. Ama zaten ben her şeyi biliyorum dememek kaydıyla.

Ahretin ve dünyanın yollarındaki kazaların en önemli sebepler, “Ben biliyorum” ve “Ben böyle istiyorum” değil midir?
Orhan Çınar / Haber7

(Visited 703 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment