Kovulduğumuz cennete niçin dönemiyoruz?

cennet-cehennem-yolu

Basit bir disiplinsizlik sorunu yüzünden kovulduğumuz cennete dönmemizin önünde hangi engel var? Allan neden, kimlere merhamet etmez? ADEMİN İSİMLERİ ÖĞRENMESİ BAHSİ “2083 Kıyamet İşareti mi?” başlıklı yazıma gelen yorumları okuyunca, “evet kıyametin vakti yaklaşmış” diye düşündüm. Çünkü bir toplum bu kadar ezbere karar veriyorsa, o toplumun ‘kıyameti’ gelmiş demektir. Yani insanlar cidden okuduklarını anlamıyorlar mı, yoksa basiretleri bağlanmış da önüne sabit bir kare konulan kamera gibi hep aynı şeyi görmek işlerine mi geliyor? O yazıda kıyametten hiç bahis yok. Hatta ilk cümlede kıyametin vaktinin bilinmemesinde insanlar için büyük hikmetler bulunduğuna…

Read More

Bir İçimlik Su Kadar Kıymeti Yokmuş

musluk

Bir gün Allah dostlarından Şakîk-i Belhî hazretlerine “rahmetullahi teâlâ aleyh” halîfe Hârun Reşîd gelerek; “Ey Şakîk! Bana nasîhat eder misin” diye ricâ etti. Büyük Velî; “Ey Hârun! Düşün ki çölde yalnız kaldın ve susuzluktan ölmek üzeresin. O anda birisi gelip serin su sattığını söylese, o suyu almak için ne kadar mal verirsin?” diye sordu. Hârun Reşîd hiç düşünmeden; “Ne kadar isterse veririm elbette. O durumda para düşünülür mü?” dedi. “Meselâ servetinin yarısını istese, bir içimlik su için, verir misin?” “Elbette veririm, ben ölürken, servetimin ne kıymeti olur?” “Pekâlâ, suyu içip…

Read More

Kulluğa yakışır mı?

parmakliklar-guvercinler

Horasan valisi Abdullah bin Tâhir zamanında Jandarmalar, yanlışlıkla suçsuz bir müslümanı hırsız diye yakalayıp, sonra vâliye çıkardılar. Vâli durumu öğrenip; “Derhal bunu hapsedin!” dedi. O müslüman hapishânede namaz kılıp; “Yâ Rabbî! Suçum olmadığını, ancak sen biliyorsun ve beni bu zindandan ancak sen kurtarırsın, beni kurtar!” diye yalvardı. Vâli, o gece rüyasında, dört kuvvetli kimse gelip, tahtını tersine çevireceklerken uyandı. Abdest alıp namaz kıldı ve tekrar uyudu. Yine o dört kişinin, tahtını tersine çevirmek üzere olduklarını görüp, korkuyla uyandı. Hapishâne müdürünü çağırıp; “Zindanda bir mazlum kalmış mı?” diye sordu. Müdür; “Bunu…

Read More

Hanımını Üzme, Kıymetini Bil, Çünkü…

gelin-damat

Bursa Evliyâsından Tâcüddîn İbrâhim Karamânî “rahmetullahi teâlâ aleyh” hazretlerine bir gün yeni evli bir komşusu gelerek, hanımından şikâyette bulundu. Büyük Velî, sordu genç adama: “Hanımın beş vakit namazını tam kılıyor mu evlâdım?” “Kılıyor efendim” “Dışarda güzel örtünüyor mu?” “Evet efendim, örtünüyor” “Ev işlerini muntazam yapıyor mu?” “Evet efendim, yapıyor” Buyurdu ki: “Daha ne istiyorsun, kıymetini bil. Böyle hanım, Cennet nîmetidir” “Ama hocam beni bâzan üzüyor” “Sen onu üzmüyor musun oğlum?” Genç büktü boynunu: “E, bâzan oluyor efendim” Büyük Velî; “Bak oğlum! Hayat arkadaşını üzmek, ahmaklık alâmetidir. Huysuz kimsenin hanımı devamlı…

Read More

İhlâssız İyilik, Faydasız

carik

Nişâbur’da bir “ilim talebesi” bir gün zengin bir tüccarla yolculuğa çıkar. Fakîr ve gariptir, elbisesi yırtık, eski, hem de yalınayaktır. Zengin adam bu garibi sevindirmek ister. Bir mola yerinde bir çift ayakkabı alarak bu gence hediye eder ve yola devâm ederler. Fakat ikide bir îkaz eder: “Aman! Dikkatli yürü oğlum. pabuçların eskimesin!” Garip mecburen; “Peki efendim, başüstüne!” der ve daha dikkatli yürür. Ama îkazlar bitmez ki: “Yolun düzgün yerlerinden yürü!” Sonra bir îkaz daha: “Aman! Sivri taşlara basma!” Daha sonra; “Dikkatli yürü! Sürüme ayağını!” Gencin canı sıkılsa da belli etmemeye…

Read More

Köleden alınan ders

kole

Allah dostlarından Şakîk-i Belhî hazretleri “rahmetullahi teâlâ aleyh” , gençlik senelerinde tüccarlık yapıyordu ki bir aralık çok şiddetli bir kıtlık başgösterdi Belh şehrinde. Bu yüzden herkesin suratı asıktı ve açlıktan hiç kimsenin yüzü gülmüyordu. Bir gün “çok neş’eli bir köle”ye rastladı. Onun hâli dikkatini çekti, hattâ merak edip, Kendi kendine; “Bu köle nasıl böyle neş’eli ve sevinçli olabiliyor? diye düşündü. Ve yanına yaklaşıp; – Bu kıtlıkta herkes üzüntülüyken sen neş’elisin, hikmeti nedir acabâ? diye sordu. Cevabı hazırdı kölenin. – Ne için üzüleyim ki? Varlıklı ve zengin bir efendim var benim.…

Read More

Seni Allah’ın Adı ile Aldatabileceklerini Sanma Sakın

doga-at

Seni Allah’ın adı ile aldatabileceklerini sanma sakın… Eğer ki Allah buna izin verirse Onun ismi ile aldandığın için sevabını da veriyordur mutlaka… Çok eski zamanlarda bağdatta kendi halinde fakir,salih bir dokumacı yaşardı. Kurban bayramına birkaç hafta kalmıştı. Şehrin ileri gelenleri hac için hazırlık yapmaktaydılar. Onların bu tatlı telaşını gören dokumacının içine bir ateştir düşüverdi. Hacca gitmek istiyordu ama ne parası vardı nede yol azığı… Gönlünü yakıp kavuran bir sevda… Bütün serveti buncağızdan ibaretti. HANİ BİR ZAMAN GELİR,KULDA KENDİ BENLİĞİNDEN ESER KALMAZ İÇİNDEN BİRİ SESLENİR YA ÖTELERE…GERİ DÖNMEZ O ANDA DİLEKLER,…

Read More