Bilâl-i Habeşî (r.a.)

bilali-habesi

Bilâl, Habeşistanlı bir köleydi. Ümeyye bin Halefin kölesi… Bilal’in yüksek ru­hu bir hakikat arıyordu. Aradığı, İslam nurundan başka bir şey değildi. Peygam­ber Efendimiz, İslam dinini yaymaya başlayınca Bilâl-i Habeşî bu kutsi kerva­nın ilkler halkasında yer almakta gecikmedi. Ruhunun ezelî ihtiyacını İslamiyet’le giderdi. Efendisinin işlerini aksatmamak üzere zaman zaman Re­sû­lul­lah’a gider, mübarek sohbetini dinlerdi. Efendisi Ümeyye bin Halef, İslamiyet’e şid­detle karşıydı. Bilâl’in Müslüman olmasını kesinlikle kabul etmezdi. Bilâl’in İslam’a girdiğini duyunca çılgına döndü. Yeni girdiği dinden caydırmak için her türlü baskıya başvurdu. Akıl almaz işkenceler tatbik etti. Ellerini ayaklarını bağlayarak kızgın…

Read More

Abbas bin Abdülmuttâlib (r.a.)

hz-abbas

İslamiyet’ten önce de Kâbe’ye hizmet kutsi bir vazife kabul edilirdi. Bu mukad­des vazifeyi Kureyş’in asil ailelerinden olan Hz. Abbas’ın ailesi yerine getirirdi. Kâbe’yi tamir eder, ziyaret edenlere su dağıtırlardı. Kâbe’ye hizmet, bu ailenin bir geleneğiydi. Hz. Abbas henüz çocuktu. Bir gün kayboldu. Annesi her tarafı aradı, fakat bir türlü onu bulamadı. “Eğer Abbas’ımı bulursam, Kâbe’yi ipek kumaşla süsleye­ceğim!” diye adakta bulundu. Sonunda Abbas çıkageldi. Annesi de sözünü yeri­ne getirdi. Böylece Kâbe, ipek kumaşla tarihte ilk defa Hz. Abbas’ın annesi ta­rafından örtülmüş oldu. Ailesinin bu güzel âdetine sahip çıkan Hz. Abbas,…

Read More