Peygamberimiz henüz açıktan davete başlamamıştı. Kendisine iman etme bahtiyarlığına eren sahabilerin sayısı 10’u bulmuştu. Bunlardan biri de Hz. Ömer’in kız kardeşi Fâtıma idi. Hz. Fâtıma, Sâid bin Zeyd ile evliydi. Kocası da kendisi gibi iman nurunu tatmıştı. Karı-koca birlikte ibadet ediyorlar, Kur’ân öğreniyorlardı. Öyle ki, Hz. Sâid, sağlığında cennetle müjdelenmiş 10 sahabiden biri olma bahtiyarlığını kazandı. Hz. Fâtıma ve kocası, Allah ve Resûl’ü yoluna baş koymuş iki fedai iken, Ömer, Peygamberimizin amansız düşmanıydı. Müşrik güruhun tarafındaydı. Kız kardeşi ile eniştesinin Müslüman olduğundan ise haberi yoktu. Bütün işkence ve baskıya rağmen…
Read MoreKategori: Kadın Sahabeler
Hind bint-i Utbe (r.anha)
İslam ordusu Mekke’yi fethetmiş, küçük gruplar hâlinde devam eden sokak çatışmaları sona ermiş ve Kâbe putlardan temizlenmişti. Resûlullah’ın engin şefkati ve müsamahası yine kendini göstermiş, kılıçlarını terk edip Kâbe’ye sığınanlara eman verilmişti. İslam ordusunun haşmeti ve Resûlullah’ın müsamahası karşısında kalplerinin katılıkları erimiş, hakkı görmüş olan birçok kimse, hattâ müşriklerin ileri gelenlerinden bazıları teker teker İslam’a girmeye başlamıştı. Resûl-i Ekrem her birinden teker teker biat alıyor, sanki aralarında hiçbir düşmanlık geçmemişcesıne, şefkatle İslam’ın sinesine kabul ediyordu. Çünkü İslam, samimi tövbe ve nedametten sonra geçmişten hesap sormazdı. Fetih gününün gecesi Müslümanlar, yıllardan…
Read MoreHamne bint-i Cahş (r.anha)
Hz. Hamne, Peygamberimizin halası Ümeyme bint-i Abdülmuttâlib’in kızıydı. Aynı zamanda müminlerin annelerinden Zeyneb bint-i Cahş’ın (r.anha) kardeşi olduğundan Resûlullah’ın baldızı olma şerefini kazanmıştı. İslamiyet’in ilk yıllarında Müslüman olmuştu. Peygamberimize bütün kalbiyle bağlıydı. Büyük sahabilerden Mus’ab bin Ümeyir (r.a.) ile evliydi. Aile hayatlarında İslam prensipleri hâkimdi. Birlikte mesut bir hayat yaşıyorlardı. Hz. Mus’ab, Uhud Savaşı’na katılmış, çok büyük kahramanlıklar göstermişti. Neredeyse büyük bir zafer kazanılacaktı. Fakat Resûlullah’ın yerleştirdiği okçuların yerlerini terk etmesi üzerine, savaşın akışı değişti. Müslümanlar mağlup duruma düştüler. “Resûlullah’ın şehit edildiği” şayiası yayıldı. Medine’de bulunan kadın sahabiler bunu haber…
Read MoreHalime (r.anha)
Mekke’nin havası yeni doğan çocuklara yaramıyordu. Sıhhatli ve gürbüz büyümelerine mâniydi. Bu sebeple çocuklarının sıhhatli yetişmesini isteyen bazı aileler onları çölde yaşayan sütanneye veriyorlardı. Çünkü hem çölün havası güzel, suyu temiz ve tatlı idi, hem de orada yetişen çocuklar Arapça’yı daha düzgün bir şekilde konuşuyordu. Sütanne olacak kadınlar yılda iki kez Mekke’ye gelirler, küçük çocukları alarak yurtlarına götürürlerdi. Peygamberimizin dünyaya teşrif etmesinden hemen sonra, Benî Sa’d kabilesine mensup kadınlar, beyleriyle birlikte Mekke’ye geldiler. Bunlardan biri de Hz. Halime’ydi. Halime’nin bindiği hayvan zayıf ve topal olduğu için, arkadaşlarından geriye kalmıştı. O,…
Read MoreFâtıma bint-i Hattab (r.anha)
Peygamberimiz henüz açıktan davete başlamamıştı. Kendisine iman etme bahtiyarlığına eren sahabilerin sayısı 10’u bulmuştu. Bunlardan biri de Hz. Ömer’in kız kardeşi Fâtıma idi. Hz. Fâtıma, Sâid bin Zeyd ile evliydi. Kocası da kendisi gibi iman nurunu tatmıştı. Karı-koca birlikte ibadet ediyorlar, Kur’ân öğreniyorlardı. Öyle ki, Hz. Sâid, sağlığında cennetle müjdelenmiş 10 sahabiden biri olma bahtiyarlığını kazandı. Hz. Fâtıma ve kocası, Allah ve Resûl’ü yoluna baş koymuş iki fedai iken, Ömer, Peygamberimizin amansız düşmanıydı. Müşrik güruhun tarafındaydı. Kız kardeşi ile eniştesinin Müslüman olduğundan ise haberi yoktu. Bütün işkence ve baskıya rağmen…
Read MoreFâtıma bint-i Esed (r.anha)
Fırsat buldukça iyilik etmeyi, imkân oldukça yardımda bulunmayı hangimiz istemeyiz? Hele muhtaç olan kişi kimsesiz, mazlum ve bakıma muhtaç biriyse bazı zamanlar kendi ihtiyaçlarımızı unutur, onun isteklerini yerine getiririz. Yemez yedirir, giymez giydiririz. Yapabileceğimiz her türlü iyiliği eksik bırakmayız. Ali’nin mübarek annesi Hz. Fâtıma da böyle bir ruha sahipti. Nüfusca kalabalık bir yuvanın yükü kocası Ebû Tâlib ile kendisinin omuzundaydı. Ebû Tâlib, Kureyş’in sevilip sayılan bir şahsiyeti olmakla beraber, geçimini zor temin eden, fakir bir insandı. Babası Abdülmuttâlib ölünce sevgili yeğeni Muhammed (a.s.m.) kendisine emanet edilmişti. Sekiz yaşındaki inci tanesi…
Read MoreEsmâ bint-i Yezîd (r.anha)
Peygamberimizin asrı bir ilim ve irfan asrıydı. Yüce Nebi’nin etrafında saf saf olan sahabiler, o ilim deryasından feyiz alıyorlardı. Bu büyük insanlar, günlük hayatta karşılaştıkları meselelerin hallini Resûlullah’tan talep ediyorlar, çeşitli sualler soruyorlardı. Sadece erkekler değil, kadınlar da Peygamber Efendimizin huzur-u saadetlerine gelerek müşkillerini arz ediyorlardı. Çünkü onlar, hayânın dini öğrenmeye mâni olmaması gerektiğini biliyorlardı. Dini öğrenmek hususunda utangaçlık gösterilemezdi. İşte, Peygamberimize sorduğu suallerle, bilhassa kadınlarla ilgili birçok meselenin açıklanmasına vesile olan kadınlardan birisi de Esmâ bint-i Yezîd’dir (r.anha). Hz. Esmâ, Ensar kadınlarındandı. Peygamber Efendimiz, Medine’ye hicret ettiğinde Ensar kadınlarından…
Read More