Hendek Savaşı

hendek

Hicret’in 5. senesi 29 Şevval / Milâdî Ocak 627 Uhud Harbi’nden iki yıl sonra vuku bulan Hendek Muharebesi, İslamî ge­lişmenin önündeki engellerin büyük ölçüde bertaraf olmasında büyük rol oy­namış mühim muharebelerden biridir. Düşman saldırısını kolayca önlemek maksadıyla Resûl-i Ekrem’in emriyle Medine etrafında hendekler kazılması sebebiyle Hendek Savaşı adını alan bu muharebenin bir diğer adı da “Ah­zab”­tır. Bu adı, Ku­reyş müşrikleriyle birlikte Yahudiler, Gata­fanlar ve daha birçok Arap kabilesinin ve topluluğunun Me­dine üzerine yürümek için bir araya gelmiş olmalarından dolayı almıştır. Hatırlanacağı gibi, Resûl-i Ekrem Efendimiz, Yahudi kabilelerinden biri olan Benî…

Read More

Hendek Harbinin Başlaması

kilic-kin

Düşman, hendek arkasında çarpışmanın bir hayli zor olacağını biliyordu. Buna rağmen bütün hazırlıklarını tamamlayarak, var kuvvetiyle hücuma geçti. Fakat hendek, işlerini tahmin ettiklerinin de üstünde güçleştiriyordu. Hendeği bir türlü geçme imkân ve fırsatını elde edemiyorlardı. Haliyle bu da ümitsiz­liğe düşmelerine sebep oluyordu. Sonunda, çarpışma uzaktan uzağa ok atışlarıyla devam etti. Fakat bu da, ne­ticenin uzamasından başka bir işe yaramıyordu. Düşman ordusu, hücumlarından bir netice elde edemediğini görünce, Müs­lümanları muhasara altına almaya karar verdi. Zaten başka yapacak bir şeyleri de yoktu! Tek Tek Vuruşma Bir ara düşman süvarilerinden birkaçı atlarını sürüp…

Read More

Hendek Savaşının Neticesi

hendek-savasi-3

Hz. Nuaym’ın taktiği müspet neticesini vermeye başladı. Plân gereği, Benî Kurayza Yahudileri, müşriklerin ileri gelenlerinden rehin almak üzere yetmiş kişi istediler; onlar ise, bunu yine Hz. Nuaym’ın tâlimi üzere reddettiler. Haliyle, bu durum aralarını açtı. Her iki taraf da, “Demek, Nu­aym’ın söyledikleri doğruymuş!” diyerek aralarındaki münâsebetleri kes­tiler. Benî Kurayzalar, aynı şekilde Gatafanlardan da rehine istediler. Onlar da red­dedince, plân başarıyla neticelenmiş oldu. Son Çarpışma ve Allah’ın Nusreti! Müşrik ordusu son defa, var gücü ve bütün şiddeti ile hendeğin her tara­fın­dan hücuma geçti. Çarpışmalar çok şiddetli oluyordu. Karşılıklı ok ve taş…

Read More

Uhud Savaşı

okcular-tepesi

Hicret’in 3. senesi 7 Şevvâl / Milâdî 625 Ku­reyş müşrikleri, Bedir’de uğradıkları hezimetin acısını bir türlü unutmak istemiyorlardı, daha doğrusu unutamıyorlardı. İleri gelenlerinden birçoğunu bu savaşta kaybetmişlerdi. Bir avuç Müs­lü­mandan yedikleri ağır darbeyle iz­zet-i nefisleri kırılmıştı. Civar kabileler nezdindeki prestijleri de haliyle sarsıl­mıştı. Ayrıca sahilden giden Şam ticaret yollarının Resûl-i Ekrem tarafından de­vamlı kontrol altında tutulması da ticarî hayatlarına oldukça ağır darbe vuru­yor, onların askerî ve iktisadî mukavemetlerini kırıyordu. Ku­reyş müşrikleri bu se­fer Irak yoluyla Şam’a ticaret kervanlarını gön­dermeye başlamışlardı; ama bu­rası da Pey­gam­be­ri­miz tarafından kısa zamanda haber alınmış, gön­der­di­ği…

Read More

Uhud’da Ordunun Dağılması

uhud-savasi-carpisma

Sabaha yakın, Peygamber Efendimiz, ordusuyla birlikte Şey­heyn’den ay­rıl­dı ve Uhud’a doğru yürüdü. Artık her iki ordu da birbi­rini fark edebili­yor­du. Düşman karşıda görünüyordu. Mücahitler cephesinde sabah ezanı göklere dal­ga dalga yayılıyordu. Saf bağlayan Müslümanlar, Hz. Re­sû­lul­lah’ın arka­sın­da silahlarını çıkarmadan düşmanlarının göz­leri önünde namazlarını eda etti­ler. Bu arada Peygamber Efendimiz, tedbir babında, zırhının üzerine ikinci bir zırh, takyesinin üzerine ise miğfer giydi.[22] Münafıkların Ordudan Ayrılması Artık iki ordu karşı karşıya gelmişti. Her biri harp nizamıyla meş­gul olu­yordu. Bu sırada oraya kadar çekine çekine korku içinde gelmiş bulunan Abdullah b. Übey b.…

Read More

Uhud Savaşının Neticesi

uhud-harbi

Müşrikler, daha fazlasını yapamayacakları kanaatine varınca, derlenip to­parlanan mücahitler karşısında tekrar bir hezimetle karşı karşıya gelmemek için, en uygun yolun geri çekilmek olacağını hesapladılar ve mağrur bir eda ile geri çekildiler. Netice, gerçekten hazin, ibretli ve düşündürücü idi. Harpte, mücahitlerden yetmiş şehit düşmüştü. Bunlar arasında Hz. Hamza, Hz. Mus’ab b. Umeyr gibi çok güzide sahabeler de bulunuyordu. Ebû Dücâne, Nesibe Hâtun gibiler, Resûl-i Kibriya’yı muhafaza etmeye çalışırlarken vü­cudları delik deşik olmuştu. Harbin ilk safhasında mücahitlere gülen parlak muzafferi­yet, Hz. Re­sû­lul­lah’ın emir ve tâlimatına riayet etmeyen okçulardan bir kısmının yerlerini terk…

Read More

Bedir Savaşı

bedir-savasi-1

Hicret’in 2. senesi 17 Ramazan / Milâdî 13 Mart 624 Cuma Ku­reyş’in Ticaret Kervanı Hicret’in 2. senesinde Ku­reyş müşrikleri, bir ticaret ker­vanı hazırlamışlardı. Şam pazarına gönderilen kervana, Mekke’den kadın erkek hemen hemen her­kes hisselerine göre ortak idiler. Bin deveden meydana gelen ve serma­yesi elli bin dinar olan bu büyük ticaret kervanının satılan malları karşılığında harbe hazırlık için silah alınacaktı. Ker­vanın yola çıkarılmasındaki asıl maksat buy­du. Ku­reyş­li­ler ayrıca kervanla birlikte Ebû Süfyan başkanlığında otuz, kırk ki­şi kadar muhâfız da göndermişlerdi.[1] Pey­gam­be­ri­mizin Durumu Haber Alması Resûl-i Ekrem Efendimiz, bu durumu haber aldı.…

Read More