Namazın ehemmiyeti

namaz kılan adam

Kastamonu Evliyâsından Pîr Fethullah Efendi hazretlerine, “rahmetullahi teâlâ aleyh” bir gün bazı gençler; – Efendim, bize namaz kılmanın öneminden bahseder misiniz, dediler. Şunu anlattı onlara: Ebû Bekr-i Sıddîk hazretleri “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu ki: – Beş namaz vakitleri gelince, melekler; Ey Âdem oğulları, kalkınız! İnsanları yakmak için hazırlanmış olan ateşi, namaz kılarak söndürünüz! derler. Bir hadîs-i şerîfte de; – Mümin ile kâfiri ayıran fark, namazdır, buyuruldu. Anlıyamadılar: – Nasıl yâni efendim? – Yâni mümin namaz kılar, kâfir kılmaz. Münâfık ise bâzan kılar, bâzan kılmaz. Abdullah ibni Abbâs “radıyallahü anh” da…

Read More

Şu adamı susturun!

dua eden adam

Mevlânâ seyyid İbrahim Efendi “rahime-hullahü teâlâ” Allah adamlarındandır. Kendisini sevenler olduğu gibi, hiç sevmeyenler de vardır. Meselâ biri vardır ki bu zâta dil uzatır, gıybetini yapar, Allahtan da korkmaz. Ama büyük Velî hiç aldırmaz, hatta cevap bile vermez o kimseye. Bir gün sevenleri bu zâta gelir; – Efendim şu adamı susturun! derler. Ama o büyük zât; – Hayır, eden kendine eder, buyurur. Ricâ derler: – Efendim izin verin, o terbiyesiz adamı bizler susturalım. – Hayır, bırakın söylesin. Her kaptan içinde ne varsa, dışarıya o sızar. İyi de, o kimse câhil…

Read More

Maymun tuzağı

aç gözlü maymun

Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir hindistan cevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistan cevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur.Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun tatlının kokusunu alır ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkartması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkamaz. Avcılar geldiğinde maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında maymunu tutsak eden bir şey yoktur. Onu sadece kendi bağımlığının gücü…

Read More

Allah büyüktür hatun, dedi. Hem padişahın işi ne?

nalıncı baba

Sultan Murad Han o gün bir hoş”tur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: – Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? – Akşam garip bir rüya gördüm. – Hayırdır inşallah?.. – Hayır mı şer mi öğreneceğiz. – Nasıl yani? – Hazırlan, dışarı çıkıyoruz. Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki, padişah hâlâ gördügü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt’a çıkar, döner Vefa’ya, Zeyrek’ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır.…

Read More

Gözleri açıldı, ama…

kor adam

Bir gün, iki gözü de “âmâ” olan birisi Muhammed Bâkır hazretlerinin “rahmetullahi teâlâ aleyh” huzûruna gelerek; – Efendim! Siz Resûlullah Efendimizin torunusunuz, öyle değil mi? diye sordu. Hazret-i İmâm cevâben; – Evet, Resûlullahın torunuyum, buyurdu. Sordu yine: – Peki yâ İmâm! Sizde ölüyü diriltmek, körleri iyi etmek ve baras hastalığını iyileştirmek gibi güzel hasletler de varmış, öyle mi? – Evet, Allahın izniyle vardır. Adam sevindi ve; – Benim iki gözüm de âmâdır efendim. Mâdem ki sizde bu kuvvet var. Bir himmet buyursanız da şu âmâ olan gözlerim açılsa, diye ricâ…

Read More

Hz.Peygamber (s.a.v)’den Kirk Hadis

guller

Kurtuluşa Ermenin Yolu 1- ‘Ey Allah’ın kulları, sizler hasta ve alemlerin Rabbi de tabip gibidir. Hastanın yararı tabibin bildiği ve onunla tedbir ettiği şeylerdedir, nefsinin istediği ve kendisinin çıkardığı (önerdiği) şeylerde değildir. Öyleyse Allah’ın emrine teslim olun ki kurtuluşa eresiniz.’ (1) – Mecmuat’ul- Verram, c. 2, s. 117. Müslümanların Meseleleriyle İlgilenmek 2- ‘Kim sabahlar da Müslümanların meseleleriyle ilgilenmezse onlardan değildir; kim ‘Ey Müslümanlar!’ diye feryat eden birinin sesini duyar da onun yardımına koşmazsa, Müslüman değildir.’ (2) – Bihar’ul- Envar, c. 74, s. 339. En Büyük Cihat 3- Hz. Peygamber (s.a.a)…

Read More

Karınca ile Hz. Süleyman(A.s.)

guckukarica

Bir gün Süleyman Peygamber (a.s.) bir karıncaya bir yıllık yiyeceğinin miktarını sorar. Karınca da, “Bir buğday tanesi yerim” diye cevap verir. Cevabın doğru olup olmadığını kontrol etmek isleyen Süleyman Peygamber (a.s.) karıncayı bir şişeye koyar. Yanına da bir buğday tanesi koyarak hava alacak şekilde şişeyi kapatır. Ondan sonra da bir yıl bekler. Müddeti dolunca şişeyi açtığında bir de bakar ki karınca buğday tanesinin yarısını yemiş, yansım da bırakmıştır. Kendi kendine meraklanır. Acaba neden yemedi? Bunun üzerine Hz. Süleyman (a.s.) karıncaya buğday tanesini tamamen neden yemediğini sorar. Karınca da, “Daha önce…

Read More